SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 299 >>

DEVAM-2: 88. Camide Ve Diğer Yerlerde Parmakları Kenetlemek

 

حدثنا إسحق قال: حدثنا ابن شميل: أخبرنا ابن عون، عن ابن سيرين، عن أبي هريرة قال: صلى بنا رسول الله صلى الله عليه وسلم إحدى صلاتي العشي - قال ابن سيرين: سماها أبو هريرة، ولكن نسيت أنا - قال: فصلى بنا ركعتين ثم سلم، فقام إلى خشبة معروضة في المسجد، فاتكأ عليها كأنه غضبان، ووضع يده اليمنى على اليسرى، وشبك بين أصابعه، ووضع خده الأيمن على ظهر كفه اليسرى، وخرجت السرعان من أبواب المسجد، فقالوا: قصرت الصلاة؟ وفي القوم أبو بكر وعمر، فهابا أن يكلماه، وفي القوم رجل في يديه طول، يقال له ذو اليدين، قال: يا رسول الله، أنسيت أم قصرت الصلاة؟ قال: (لم أنس ولم تقصر). فقال: (أكما يقول ذو اليدين). فقالوا: نعم، فتقدم فصلى ما ترك، ثم سلم، ثم كبر وسجد مثل سجوده أو أطول، ثم رفع رأسه وكبر، ثم كبر وسجد مثل سجوده أو أطول، ثم رفع رأسه وكبر. فربما سألوه: ثم سلم؟ فيقول: نبئت أن عمران بن حصين قال: ثم سلم.

 

[-482-] Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize öğle veya ikindi namazlarından birini kıldırdı. (İbn Sîrîn Ebu Hureyre'nin bunun hangi namaz olduğunu belirttiğini, ama kendisinin bunu unuttu­ğunu söylemiştir) İki rekattan sonra selam verdi. Sonra Mescid'in (ön tarafına) konmuş kütüğe yöneldi ve ona yaslandı. Kızgın gibi görünüyordu. Sağ elini sol elinin üstüne koydu sonra parmaklarını birleştirdi. Daha sonra sağ yanağını, sol elinin sırtına koydu. Bu esnada camiden çıkmak için acele davrananlar Mescİd-i Nebevî'nin kapılarından çıkarken 'Namaz kısaldı' deyip duruyordu. Cemaatin içinde Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ama onlar da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile konuşmaya cesaret edemiyorlardı. Cemaat arasında kollaro uzun olduğu için kendisine Zül-Yedeyn denen biri daha vardı. (Onlardan önce): 'Ey Allah'ın elçisi, namaz mı kısaldı, yoksa unuttun mu?' diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Ne namaz kısaldı, ne de unuttum' diye cevap verdi. Sonra 'Zül-yedeyn'in dediği gibi mi oldu?' diye sordu. Cemaat: 'Evet' deyince, biraz öne geçti ve namaz'ın geri kalan kısmını kıldırıp selam verdi. Daha sonra tekbir getirip önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde etti. Sonra başını kaldırıp tekrar tekbir getirdi. Sonra yeniden tekbir getirip önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde etti. Daha sonra başını kaldırıp tekbir getirdi.

 

(Ravi der ki: Muhtemelen, bundan sonra ne yaptığını İbn Sîrîn'e sordular o da şöyle cevap verdi): En sonunda selam verdi. (Ravi der ki) Bana haber verildiğine göre, İmrân İbn Husayn 'En sonunda selam verdi' demiştir.

 

Tekrar: 714, 715, 1227, 1228, 1229, 6051, 7250.

 

 

AÇIKLAMA:     (Camide ve Diğer Yerlerde Parmakları Kenetlemek) Bu başlık, parmakları birbirine kenetlemenin nerede olursa olsun caiz olduğu anlamına gelir. Ebu Hureyre'den nakledilen hadis, bunun camide yapılmasının caiz olduğunu göste­rir. Eğer camide böyle yapmak caizse, diğer yerlerde evveliyetle caizdir. Son iki hadisten daha önce geçen İbn Ömer veya İbn Amr hadisinde Peygamber Efendimiz'in parmaklarını birbirine kenetlediği sabittir. Ayrıca o hadiste Allah Resulü şöyle buyurmuştu: "Ey Abdullah İbn Amr! Ne oluyor sana! Neden basit kimselerle bu şekilde bir arada kaldın!" Humeydî bu rivayeti "el-Cem' beyne's-Sahîhayn" adlı eserinde Ebu Mes'ud'dan nakletmiştir. Ayrıca söz konusu rivayette şöyle bir ilave de mevcuttur: "Zira on­lar ahitlerine ve sözlerine sadık kalmamış ve birbiriyle anlaşmazlık içine düşüp şu şekle gelmişlerdir. (Bu esnada parmaklarını bîr birine kenetlemişti)."

 

İbn Battal şöyle demiştir: "Fıkıh konuları arasında böyle bir başlığın kulla­nılması, camide parmakları kenetlemenin yasak olduğuna dair varid olan riva­yetlere muhalefet etme anlamına gelir. Zira bunun yasak olduğu konusunda sahih olmayan yollarla hem müsned, hem de mürsel şekilde rivayetler nakledil­miştir."

 

İbn Battal, bu konudaki müsned rivayet ile, Ka'b İbn Ucre hadisine işaret etmiştir. Söz konusu hadise göre Rasûlullah şöyle buyurmuş­tur: 'Sizden biri abdest alıp camiye gitmek niyetiyle evinden çıkarsa, ellerini birbirine geçirmesin! Çünkü bu esnada o, namazdadır." Bu ha­disin müsned olup olmadığı konusunda İhtilaf vardır. Bazıları gerekçesiyle bir­likte bu hadisin zayıf olduğunu göstermiştir.

 

İbnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Doğrusu bu hadisler arasında bir çelişki söz konusu değildir. Parmakların birbirine geçirilmesi, abes bir görüntü oluşturması durumunda yasaklanmıştır. Bu konuda zikredilen hadiste ise, temsil yöntemi söz konusudur. Burada soyut bir konu somut bir şekilde anlatılmıştır." Bizce de, İbn Ömer ve Ebu Musa hadislerinde bu durum söz konusudur. Ancak Ebu Hureyre hadisinde bunu söyleyemeyiz.

 

İsmâîlî ise rivayetleri şu şekilde uzlaştırmıştır: Bu nehiy, namazda veya na­maza yönelindiği bir sırada geçerlidir. Çünkü namazı bekleyen, namaz kılan hükmündedir. Bu konuda zikredilen hadisler ise namaz dışında parmakları ke­netlemenin caiz olduğunu gösterir. Bu durum, ilk iki hadiste son derece açıktır. Ebu Hureyre'den nakledilen hadis ise, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in na­mazın bitmesinden sonra parmaklarını kenetlediğini gösterir. Bu durumda Allah Resulü namazı bitirmiş hükmündedir. Kişinin camide bulun­duğu sürece parmaklarını kenetlemesini yasaklayan rivayet ise daha önce ifade ettiğimiz gibi zayıftır."

 

Parmakları kenetlemenin neden yasaklandığı konusunda ihtilaf edilmiştir. Bazılarına göre bu şeytandan olduğu, bazılarına göre abdesti bozma ihtimali olan uykuya neden olduğu için-yasaklanmıştır. "Parmakları kenetlemek, insanlar arasındaki görüş farklılıklarına ve ihtilafa benzer, bu yüzden namaz kılan hük­münde olan kimselerin bunu yapması hoş karşılanmamış diyenler de vardır. Bu görüşü ileri sürenler, böyle yapanların Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in na­maz kılanlara getirdiği şu yasağa düşmemesini hedefler: "İhtilaf etmeyin! Yoksa kalpleriniz de ihtilafa düşer! (Ayrı durmayın! Yoksa kalpleriniz birbirinize ısınmaz) "

 

(Öğle veya ikindi) kelimesi zeval anı ile başlar gün batana kadar sürer." Nitekim bu konuya ileride döneceğiz.